Manisa’da sivil toplum kuruluşları Hatuniye Camii önünde Kudüs ve Mescid’i Aksa'da çirkin saldırıda bulunan İsrail’e karşı tepki gösterdi.
Yapılan açıklamada Türk ve Filistin bayrakları açtılar, tekbirler getirdiler. Hatuniye Camii İmam Hatibi Hayrettin Çoban, Filistin halkı için dua etti. Manisa Sivil Dayanışma Platformu (MASİDAP) Dönem Sözcüsü ve İHH İnsani Yardım Derneği Manisa Şube Başkanı Mehmet Turhan, Kudüs özgür oluncaya kadar mücadeleye devam edeceklerini söyledi. Başkan Turhan, “7 Mayıs Cuma günü yatsı namazının ardından İsrail güvenlik güçleri Mescid-i Aksa içerisine girerek, namaz kılan Müslümanlara saldırılarda bulundu.
Harem-i Şerif’te ibadet eden 53 Filistin vatandaşı bu saldırılarda yaralandı. Yaralı sayısı şu an 200’ün üzerine çıkmış bulunmaktadır. İsrail’in son günlerde yaptığı saldırılar ve hukuk tanımazlık, yalnızca Müslümanların ilk kıblesi, yeryüzündeki en kutsal mekânlarından biri olan Mescid-i Aksa ile sınırlı kalmayıp, pek çok olayda daha kendini göstermiştir. Uzun zamandır var olan bu hak ihlallerinin ve saldırıların, hiçbir kutsal tanımadan özellikle Ramazan ayında Mescid-i Aksa merkezli olmakla beraber İsrail tarafından daha da arttırılması Filistinliler ve Müslüman âlemi için bardağı taşıran son damla olmuştur.
İsrail’in işgali sonucunda ortaya çıkan Filistin’in parçalanmışlığı ve devletleşme yolundaki engeller, İsrail tarafından uluslararası siyasal zeminde meşru bir gerekçeymiş gibi kullanılırken; son yaşanan süreçte İsrail’in Filistin’e yönelik gerçekleştirdiği politikalar, kendisinde “Ortadoğu’nun tek hukuk devleti(!)” vasfı gören İsrail’in, Filistin’in özgürleşme ve demokratikleşme süreçlerini nasıl engellediğini bir kez daha gözler önüne sermiştir. Uluslararası hukuk, kamuoyu, sivil toplum örgütleri, insan hakları örgütleri, barış örgütleri, siyasal kurumlar; İsrail’in bu şımarık, işgalci ve kural tanımaz tavrına karşı bir an önce bir araya gelmeli ve elini taşın altına koymalıdır. Bu kurumlar İsrail’in tavrına karşı sessizliğini koruduğu müddetçe bu saldırılar devam edecek, Filistin’de barıştan ve uzlaşıdan söz etmek mümkün olmayacaktır.
Geçmişin acılarını Müslümanlar üzerinden ödetmeye çalışan İsrail, Filistin toplumunun varlığını hiçe saymakta ve kurulduğu günden itibaren sistematik biçimde işgal ve soykırım suçları işlemektedir. Geçmişin acıları ile yüzleştirilmesi gereken Müslümanlar ve Filistin değil, Avrupa’nın bizzat kendisidir. Bugün din, dil, ırk ayrımı gözetmeksizin herkesin özgürce yaşadığı ve haklarını yeri getirebildiği bir Kudüs’ten bahsetmek istiyorsak, geçmişin tecrübeleri ve bugün yaşananları göz önünde bulundurmak tüm dünyanın vazifesidir. “Kim hangi kararı alırsa Kudüs sahipsiz değildir. Kudüs Filistin’in başkenti, Müslümanların mukaddes şehridir” diyen Turhan, “Kudüs için verilen mücadeleyi bu kentte yaşayan Müslümanların omuzlarına yükleyerek bir çözüme ulaşılamayacağı artık anlaşılmıştır.
Bu nedenle sivil inisiyatiflerin ve hukukçuların başını çektiği küresel bir mücadele yürütülmelidir. BM, UNESCO, İİT nezdinde yürütülen süreçlere ilave olarak tüm insanlar ve uluslararası kurumlar birlikte hareket ederek Siyonistlerin oldu-bittilerini önleyecek girişimleri artırmalıdır. İsrail’in hukuk ihlalleri, uluslararası yargının ve özellikle Uluslararası Ceza Mahkemesi yetkisindeki suçlar kapsamına girmektedir. İsrail, hukuksuz işlemleri için uluslararası kamuoyu önünde yargılanmalıdır. Hukuksuz işgal durdurulmalı, İsrail, BM komitelerinden ve üye olduğu tüm uluslararası kurum ve kuruluşlardan çıkartılmalıdır.
Uluslararası adaleti ve hukuku uygulayacak mekanizmaların geliştirilmelidir. Adil barış ve istikrarı sağlamak için Filistinlilerin kendi kaderlerini tayin etmeleri ve bağımsız devletlerine kavuşmaları sağlanmalıdır. “Hakikatin olmadığı yerde adaletten söz etmek mümkün olmaz” prensibince; İsrail’in kuruluşu, yayılmacılığı ve Filistin konusunda sergilediği siyasetin tamamıyla uluslararası hukuka aykırı olduğunu ifade ediyor, uluslararası güvenlik ve hukuk kurumlarını gereğini yapmaya davet ediyoruz. Bugün burada ve tüm Türkiye’de Kudüs dostları ile birlikte İsrail’in hukuksuz uygulamalarına karşı çıkıyoruz. Tüm Filistin ve Kudüs sevdalıları olarak bu davayı savunmaya devam edeceğiz. Tüm dünyadaki insanları, uluslararası mekanizmaları ve adaleti ve hukuku savunan herkesi harekete geçmeye ve İsrail’in attığı bu işgal adımlarını durdurmaya çağırıyoruz. Müslümanlar olarak, İsrail’in politikalarını hiçbir zaman benimsemeyeceğimizi ifade ediyor, Kudüs özgür oluncaya kadar mücadelemizi tüm gücümüzle sürdüreceğiz. Özgür bir Filistin ve Özgür bir Mescid-i Aksa için gerekirse canlarımızı ortaya koyacağımızı bir kez daha ilan ediyoruz” diye belirtti.
Yorum Yazın