Biden'ın sözde ermeni soykırımı kabul etmesinin ardından EGEİD Başkanı Ayberk Aloğlu asıl soykırımcının ermeni'ler olduğunu, soysuzlar soyluları yargılayamazlar dedi.
Ermenilerin uydurduğunu dünyaya tekrar tekrar anlatmanın anlamı yoktur. Çünkü dünya, olayları başlatanın, asıl soykırımcının Ermeniler olduğunu hepimizden iyi biliyor. Amaçları bizi savunma pozisyonunda tutmak ve bu yalanı kullanıp hareket alanımızı kısıtlamaktır. Çok güvendikleri, bizim gibi toplumları itham ettikleri adalet mekanizmasını değil, siyasi kurumlarını harekete geçirip mahkemesiz ve muhakemesiz bir suç isnadı ile sadece bugünümüzü değil, dünümüzü ve yarınımızı da tutsak etme gayretindeler. Mesele Ermeni meselesi olsa şimdiye çoktan çözülürdü.
Mesele dünyanın geri kalanının bu coğrafya üzerindeki ezoterik, tarihi, mitolojik, ekonomik, jeostratejik emellerini soykırım iddiasını Koçbaşı yaparak hayata geçirme telaşıdır. Metz Yeghern der veya genocide… esasında hiçbir fark yoktur. Halkımızın deyimiyle ‘Ha Hasan kel demişsin, ha Kel Hasan!’. Konu bu söylemden sonra tutunacak tavırdır. Metz Yeghern’i yıllardır söyleyegeldiler, dünya alıştı ve bayağılaştı. Fakat ‘Soykırım’ denildiği an en üst perdeden cevabı verilmelidir.
Bu işin şakası olmaz! Yıllardır milletimize yaşatılmak istenen ; Haşlanan kurbağa sendromu’ böyle böyle hayata geçiriliyor zaten. Cevap bütün imkanlar kullanılarak verilmelidir. Eğer layıkı ile cevap verilemezse ileride doğan her Ermeni çocuklarımızdan tazminat ister ve bizi katledenlere biz bakmak zorunda bırakılabiliriz.
Metz Yegern veya Soykırım arayanlar kendi tarihlerine baksın. Soysuzların soyluları soykırımla suçlaması komiktir.
Ulusal Egemenlik, başkalarının vereceği şu veya bu karara göre kaygılanmaktan ziyade, ulusunun-milletinin vereceği kararlara odaklanmayı gerektirir. Tarihin sayfalarına tertemiz, çocuk saflığında geçmişiyle kaydolmuş bu milleti soykırım ithamıyla terbiye etmeye hevesliler cevap vermelidir;
– Vatanına konduğunuz Kızılderililer nerede? Utanmadan filmlerini yapıp nasıl katlettiğinizi tüm dünyaya ilan ettiniz üstelik. Şimdi sirk hayvanı muamelesi yapıp kıyıda-köşede kalan üç-beş aileyi turistik gezilere konu edip onurlarını da katlediyorsunuz. Japonya’ya attığınız iki atom bombası ile ilk dalgada 2.000.000 kişiyi katleden, 70 yıldır o bombaların etkisiyle anne karnındaki ceninlerin öldüğü, insanların nükleer etkilerle her an hayatını verdiği bu caniliği de biz mi yaptık?
– Irak, Miammar, Afganistan, Suriye, Libya, Yemen, Filistin şu an oluk-oluk kan akıtırken, orada uygulanan dinî soykırımda kim(ler)in eli var?
– Sömürgelerinde insanlık onurunu katledenler şimdi neyin kavgasında Allah aşkına?
Biden seçilince davul-zurna ile kutlama yapacak derecede sevinenleri hatırlıyoruz.
Yazık…
‘Soykırım’ kelimesinden ziyade sonraki ‘Suçlamak için değil bir daha yaşanmasın diye söylüyorum” cümlesi anlamı yumuşatmak için değil, pekiştirmek için kurulmuş bir cümledir. İçeriğinde ‘ Sizin bunu tekrarlama ihtimaliniz var ve ben bu beyanımla onun önünü almak istiyorum.’ vurgusu vardır. Tamamiyle fecaat! Bir an önce Hocalı soykırım olarak tanınmalı ve dünyaya ilan edilmelidir.
Sonrasında ise Kızılderililer ile diyaloğa girilip onların başına gelenlerin soykırım olduğunu açıklamak için uygun zaman beklenmelidir. Bu konu tv’lerde ve diğer kanallarda tartışma konusu edilmeli ve toplum bu konuda bilinçlendirilmelidir.Açıklamalarını yaptı.
Yorum Yazın