18 Mart 1915 Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü 109. Yıl Dönümünde Alaşehir Borsa İstanbul Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi kutlama etkinliğini sundu.
Alaşehir Cumhuriyet ve Demokrasi Meydanında düzenlenen Çelenk Sunma ve istiklal marşı okunmasından sonra İlçe şehitlik mezarlığı ziyaret edildi. Kur'an Kerim okunması sonrası dualar edildi. Töreninin ardından Alaşehir Şehit Fethi Sekin Gençlik Merkezinde Alaşehir Borsa İstanbul Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nin hazırlamış olduğu kutlama etkinliğine geçildi.
Programa; Alaşehir Kaymakamı Alper Faruk Güngör, Alaşehir Garnizon Komutanı Sayın Gökhan Okursoy, Alaşehir Cumhuriyet Başsavcısı Sayın Aydın Tuncay, İlçe Milli Eğitim Müdürü Hüseyin Güneş, kurum müdürleri siyasi parti, sivil toplum kuruluşları temsilcileri öğretmenler, öğrenciler, veliler ve vatandaşlar katıldı.
Günün anlam ve önemini belirten konuşmayı yapan İlçe Milli Eğitim Müdürü Hüseyin Güneş konuşmasında; Değerli Alaşehirliler. Bana deseler ki Çanakkale'yi üç kelimeyle anlatın. Derim ki geldiler, gördüler ve döndüler.
Etten Bir Siperdir Çanakkale.
Batının yenilmez sandığı güçlü ordularını kolayca geçebiliriz sandıkları Çanakkale'yi gördüler. Çelikten bir saldırıya etten bir siperdir Çanakkale.
Döndüler diyorum. Çanakkale öyle bir yer ki yokluk varlığı, maneviyat maddiyatı yenmiştir. Değerli öğrencilerimiz özgürlük sömürgeyi yenmiştir.
''Onlara ölü demeyiniz.''
1915 Çanakkale seferinin kazanıldığı yıl birçok lise eğitim vermemiştir. Konya lisesi, Kastamonu'nun Abdurrahman Paşa lisesi, Balıkesir lisesi,
Trabzon'un lisesi, Kayseri lisesi, İzmir liseleri ve daha birçoğu mezun vermemiştir. 4 yıl üst üste mezun vermeyen liseler var. Şimdi bahsedeceklerimin hiçbiri hikâye değil gerçek.
Doktor Tarık Nusret.
Çanakkale Savaşı'nda Doktor Tarık Nusret'i bilir misiniz? Çanakkale Savaşı'nda yaralı askerlerin en çok ihtiyaç duyduğu şey morfin yani ağrı kesiciydi. Yaralı askerler sedyeyle getiriliyor, masanın üstüne konuluyor, doktorlar tarafından muayene ediliyor, Muayene sırasında ameliyatla kurtulabileceğine, tedavi olabileceğine inanılan askerleri doktorlar ağrı kesici yapıyor. Kurtulma olasılığı görmedikleri yaralı askerleri ise
Götürün diyorlardı.
Halbuki bütün yaralı askerlerin ağrı kesiciye ihtiyacı var. Ancak stoklarda ağrı kesici çok sınırlı böyle bir asker daha geliyor doktorun önüne doktor muayene edecekken Asker inleyen bir sesle Baba diyor. Asker doktorun öz oğludur. Oğlunu muayene edecekken doktorun boğazı düğümlenir, bakar ki oğlunun kurtulma ihtimali yok. Götürün der. Doktor Tarık Nusret. Birkaç saat sonra oğlu şehit olur. Doktor oğlunun boynuna sarılarak 'affet oğlum o ağrı kesici senin hakkın değildi' der. O ağrı kesici senin hakkın değildi.
İşte bu topraklar; hak etmediği için bir ağrı kesiciyi bile oğluna yapmayan güzel insanlar tarafından vatan yapılmıştır.
Savaşın en kanlı günlerinden biri Çanakkale asker en yakın arkadaşının vurulduğunu görür ve bir saniye bile siperden başını dışarı çıkardığında vurulma ihtimalinin çok yüksek olduğu ateş yağmurunun altındalar bütün askerlerimiz, en yakın arkadaşını vurulduğunu görünce asker siperden çıkmak ister. Komutanı omuzuna dokunur der ki delirdin mi sen? Büyük ihtimal şehit oldu, bak kanlar içeresinde. Kendi hayatını da tehlikeye atıyorsun değmez. Gitme der.
Asker ısrarcı olur, sonrasında komutanı ses çıkarmaz ve asker siperden fırlar gider. İnanılmaz bi şekilde arkadaşın omuzuna alır ve sipere koşarak geri döner. Komutana der ki bak demedim mi? Değmez diye. Şehit olmuş kendi hayatını da tehlikeye attın boşuna der. Asker ağlamaklı bir sesle değdi komutanım, değdi der. Yanına gittiğimde yaşıyordu. Bana söylediği sözü unutamam der ''geleceğini biliyordum'' dedi. Bana şu arkadaşlığa dostluğa bakar mısınız?
Sor Bakalım Babasının Çanakkale'de Ne İşi Varmış.
Cumhuriyetin ilanından sonra İstanbul'da bir resepsiyon verilir. Bu resepsiyonda tüm dünya ülkelerinin ateşeleri de davetlidir. İngiliz ateşesi olan Binbaşı Gazi'ye
Kızgın bir şekilde bakmaktadır. Bu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün dikkatini çeker. Yaverini gönderir. Nedir? Bakalım bir sor der. İngiliz ateşesi Binbaşıyla görüşüp döner ve der ki Paşam! ''Mustafa Kemal Çanakkale'de babamı öldürdü'' diyor der. Mustafa Kemal'in verdiği cevap tarihe geçer niteliktedir. Git sor bakalım babasının Çanakkale'de ne işi varmış.
Son olarak çoğunuzun iyi bildiği anekdot Mustafa Kemal Atatürk Anzak askerlerinin ailelerine hitaben der ki ''Uzak diyarlardan evlatlarına harbe gönderen analar
Gözyaşlarınızı dindiriniz bu toprakları canlarını verdikten sonra artık onlar da bizim evlatlarımız olmuştur.'' diyerek dünya barışına ve insana ne kadar değer verdiğini göstermektedir.
Bizlere bu büyük zaferin gururunu yaşatan başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere Türk ordusunun Kahraman mensuplarına ve her şeyiyle onları destekleyen Aziz Türk Milleti ve yaşamlarını vatanları uğruna feda eden, şehitlerimizin şükranlarını sunuyor, rahmetle anıyorum. Ruhları şad olsun.
İlçede düzenlenen yarışmalarda dereceye girenlerin ödülleri verildi. Program davetliler tarafından beğeni ile izlendi.
Yorum Yazın