BAŞKAN DOĞAN YILMAZ " BU VAHİM OLAYI DERSE GİRMEYEREK ŞİDDETLE NEFRETLE LANETLİYORUZ"
GÜNDEMBAŞKAN DOĞAN YILMAZ " BU VAHİM OLAYI DERSE GİRMEYEREK ŞİDDETLE NEFRETLE LANETLİYORUZ"
BAŞKAN DOĞAN YILMAZ " BU VAHİM OLAYI DERSE GİRMEYEREK ŞİDDETLE NEFRETLE LANETLİYORUZ"
Anadolu Eğitim Sendikası Eğitim ve Sosyal işlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Doğan Yılmaz İstanbul’un Eyüp İlçesinde özel bir okulda okul müdürü olarak görev yapan emekli öğretmen İbrahim Oktugan bir öğrenci tarafından öldürülmesine kınadı. Başkan Doğan Yılmaz söyle dedi;
"Salı günü İstanbul’un Eyüp İlçesinde özel bir okulda okul müdürü olarak görev yapan emekli öğretmenimiz İbrahim Oktugan, sabıkalı ve aynı zamanda kayıp kişi olarak aranan bir öğrenci tarafından katledilmiştir. Yaşanan bu vahim olayı 10 mayıs günü iş bırakarak, derse girmeyerek şiddetle, nefretle lanetliyoruz.
Hayatlarını öğrencilerine adayan, onların mutlu bir geleceğe, ideallerine kavuşmaları için emek veren öğretmenlerimiz üzülerek ifade ediyoruz ki açık hedef haline gelmiştir. Hiçbir can güvenliği tedbiri olmayan okullarda öğretmenler ya bıçaklı saldırıya uğramakta, ya veli yumruğu ile yere yıkılmakta, ya da odasında silahlı saldırıya uğrayarak canından olmaktadır. Öğretmen ölürse çocuklarımızın umutları ölür. Öğretmen ölürse geleceğimiz ölür. Öğretmen ölürse sevgi ölür, kardeşlik ölür, emek ölür,toplumuna can veren kalp ölür. Öfkemiz büyük, sabrımız yok. Yıllardır söylediğimiz eğitimde şiddetin önüne geçmek için alınması gereken en keskin önlemlerin alınmamasının acı faturasını eğitimciler canlarıyla ödüyor. Yasa koyucuların harekete geçmesi için daha kaç eğitimci canından olmalı? Daha kaç ocağa ateş düşmeli? Kaç okuldan feryat sesleri yükselmeli? Sağır sultan bile sesimizi duydu ama sizler duymadınız. Öğretmenlik Meslek kanunu çıkarken 12 maddelik Meslek Kanunu olmaz,dedik, Öğretmeni koruyan maddelerin olmadığı Meslek Kanunu olmaz dedik. Siz kulak ardı ettikçe öğretmenler her geçen gün can korkusu ile okullarına gider oldular. Okullar eğitim yuvası değil öğretmenlerin şiddet gördüğü, canlarından olduğu mekanlar haline geldi.Elini kolu sallayanın girip çıktığı yerler oldu.Bunun sorumlusu, öğretmenin düşürüldüğü bu durumun da sorumlusudur. Öğretmenini koruyamayan bir eğitim sisteminin temeli çürük demektir.Öğretmeni itibarsızlaştıran uygulamaların yer aldığı bir sistemin temeli çürük demektir. Şiddet uygulayanın, silahla adam öldürenin yaptıkları yanına kalmamalı en ağır cezayı almalıdır. Hepimizi derinden sarsan bu olayda sorulması gereken bir diğer soru da bu sabıkalı ve kayıp kişi olarak aranan kişinin sokaklarda rahatça nasıl dolaştığıdır? Böyle bir caninin serbest dolaşması nasıl izah edilebilir?
Buradan Milli Eğitim Bakanlığına var gücümüzle sesleniyoruz. Bir an önce Öğretmenlik Meslek Kanununu çıkarın ve öğretmeni her alanda koruyacak en güçlü tedbirleri alın. Okullarda güvenliği sağlayın. Velinin, öğrencinin öğretmen üzerindeki tahakkümüne izin vermeyin. Öğretmenlerimizin “Bugün benim başıma bir iş gelir mi?” korkusu ile okullarına gitmemeleri için en caydırıcı tedbirleri alın.
İşi sevgi, güven,umut dağıtmak olan öğretmenlerimizin öldürülmekle anılır hale gelmesi dehşet verici ortamı gözler önüne sermektedir. Üç gün önce kırk yıldır öğrencilere sevgiyi saygıyı anlatan, öğretmenin beklentisinin sadece saygı olduğunu öğretmenler gününde öğrencilerine anlatan İbrahim öğretmenimiz hayattan koparıldı. Söyleyecek sözleri varken nefesi kesildi. Bizler İbrahim öğretmenimize Allahtan rahmet, sevenlerine, ailesine ve bütün eğitimcilerimize baş sağlığı diliyoruz. Ruhu şad, mekânı cennet olsun"
İlginizi Çekebilir